4.12.2010

Bir yanim ''leave everything and go'' diyor, diger yanim tek kelime ingilizce bilmiyor.

Kisacik ömrü hayallerden ibaret cocuklar vardir.. hic bir bok becerememis, ve beceremeyecek olan. Tek mutlulugu baskalarinin mutluyken fotograflarini cekip o fotografin mutluluk süresinin gecmesini bekleyen cocuklar. O fotografin ani olmasini bekleyen. Hep bekleyen, ve zamani gelince artik cok gec olan cocuklar. O saaten sonra bunlarin hepsini kendine hayat bellemis, böyle gelmis böyle gecer'ci cocuklar.


Hep hayal kuracaksin.. kalp ritimlerin hayallerinin kivrimlarina göre atacak hep. Sana hersey ögretilmistir,
gercekcilik, yalnizlik, sefillik, güclülük, direnmek, isyan etmek, susmak, kuvvet... kimsesizlik.. mutlu olmayi ögretmek gelmemistir sefillerin aklina, onlar da ögrenmemistir zira.. Sen kendine ögrete bildigin kadarini anlamissindir, o fotograflarda ki gülümseler icini isitmistir.. Hep kendinle celisirsin bu yüzden, bencillikle baskalari icin yasamacilik arasinda gider gelirsin..


Cocuklugun yoktur ama cocuksundur.. cocuk hastadir, spastiktir, otistik, bilmem kac kisilikli ve yoktur.. Hasta bakicisi bikkindir, istemeye istemeye bakar cocuga..


                                                                           *


Istanbul muthis bi yer.. Asik oldum desem cok az kalicak.. 7 güne sigdiramadim pek bisey, ilk 3-4 günü akraba ziyaretiyle gecti zaten.. Istanbulu uzun uzun yazmak gelmiyor suan icimden, ne desem az sanki.. Bide ruh halimin kafasi 1 milyon.. Bidaha ki yaziya artik!

0 vidividi:

Blogger tarafından desteklenmektedir.