O yillarin aklimda kalan tekdüze, iyi yorumlanmamis can sikici benzerliklerinden kosu ati gibi kaciyorum, icimin karmasasi, ara sokaklarin üstüme yigilan darligini cekemiyor. Genis bulvarlarin kalabaligini ariyorum, aramak zorundayim da. Ayni yüz, ayni ses, ayni adimlarla varilan ayni yerler, ayni koku, calan zillere acilan ayni kapilar, hep ayni yatakta, hep ayni yalanlara katlanamiyorum. Söylenen yeniler en azindan beni oyaliyor. Eskiler üstü kabuk tutmus yaralara benziyor. Tutup kaldirdiginda kaniyor, kendi halinde biraktiginda izi de pek kolay silinemiyor.
Asil mizmiz suya sabuna dokunmayan, olanla yetinip olmasi gerekeni aramayan, caliya dolanmak yerine kiyidan dolanmayi yeg tutan pisirikliklardan, etliye sütlüye karismayan ciliz kaburgali yilginliklardan, hep ayni düzlem üzerinde yürüyen adimlamardan kork. Onlar ne savasmayi becerebilirler, ne de baris yapmada cabuklasmayi. Baslamalari, bitislerinden daha renksizdir. Denge diye tutturduklari, baskalasmaya gücü yetmeyen tembelliklerin ürünüdür aslinda.
*M. Necati Ülgen - Alti dokuzluk hayatlar
0 vidividi:
Yorum Gönder